Elektromanyetik Radyasyon Ölçümü

Elektromanyetik Radyasyon Ölçümü


Gsm baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik alan şiddetinin evinizdeki, iş yerinizdeki etkisinin ölçümünü profesyonel olarak, uluslararsı standartlara uygun olarak yapıyor ve sonuçları rapor şeklinde sizlere sunuyoruz. Yalam alanızdaki göreceli olası yüksek elektromanyetik alan şiddetine maruz kalan alanlarda nasıl değerleri azaltabileceği konusunda size danışmanlık hizmeti sunuyoruz.

Tel: 216 415 80 87

İş Başvurusu

31 Ağustos 2006

Dünyanın en iyi futbolcusu Ronaldinho



Ronaldinho kimdir?

Ronaldinho ilk kez 1997’de, 17 yaş altı Dünya Şampiyonluğu’nda Brezilya Takımı’na şampiyonluğu getirdi ve en çok gol atan oyuncu unvanıyla futbol dünyasına damgasını vurdu. 1999 yılında Amerika Kupası’nda takımını zafere taşıyan Ronaldinho, 2005’te Avrupa Yılın Futbolcusu ve FIFPRO Dünya Yılın Futbolcusu ödüllerini aldı. Eşsiz futbol kabiliyetleri Ronaldinho’ya sayısız övgü ve tüm dünyada büyük bir hayran kitlesini kazandırdı.


Tam ismi: Ronaldo de Assis Moreira
Doğum tarihi: 21 Mart 1980
Doğum yeri: Porto Alegre, Brezilya

Brezilyalı futbol yıldızı Ronaldinho 2004 ve 2005 yıllarında FIFA tarafından “Yılın Oyuncusu” seçildi. Ronaldinho sadece futbol yeteneğiyle değil, sempatik görünüşü ve tavırlarıyla herkesin beğenisini kazanmış durumda. Ronaldinho’nun ilk takımı Gremio’dur. 1998 yılında Gremio ile profesyonel futbol hayatına başladı ve 2001 yılında Paris-Saint Germain klübüne transfer oldu. 2003’te ise Barselona’ya 30 milyon Euro bonservis ücreti ile transfer oldu.

Ronaldinho’nun adındaki “inho” eki Portekizcede "küçük" anlamına gelmektedir.

Tam bir futbol cambazı olan Ronaldinho'nun iki klibini daha yayınlıyorum...Keyifle izleyin.
İlk klipte Ronaldinho'ya antrenman için özel kramponları getiriliyor ve Ronaldinho şov başlıyor. Ronaldinho defalarca topu direklere nişanlıyor. İnanılmaz....


Ronaldinho Drill - video powered by Metacafe

İkinci klipte ise, Ronaldinho'nun PSG, Barcelona ve Brezilya formaları altında yaptığı müthiş hareketler yer alıyor.


Best Soccer Moments - video powered by Metacafe

Eğer Ronaldinho'nun aşağıdaki resmini wallpaper yapmak istiyorsanız, resmin üzerine tıklayın 1024*768'lik boyutta resim açılacaktır.



"Google Osman"

Placebo kimdir? Son albümleri ve klibi

Ünlü Placebo grubu; vokal, gitar ve basta Amerikalı Brian Molko, bateri, perküsyon ve dijeriduda İngiliz Steve Hewitt, bas, akustik, elektro gitar ve piyanoda İsveçli Stefan Olsdal'dan oluşuyor. Grup için her şey 1980 yılında başladı. İkisi de 8 yaşlarında olan Brian ve Stefan, Lüksemburg'da Amerikalı çocukların gittiği bir okulda eğitim görüyorlardı. Brian, o yaşlarında istediği arkadaşlıkları kuramamış ve çocukluğunun uzun bir dönemini bu anlamda yalnız geçirmişti. En büyük hayali sağlam dostlar edinip Londra'ya gitmekti.

Yıllar sonra okul bittiğinde, Brian ve Stefan Londra'ya taşındı. Ancak aralarında herhangi bir arkadaşlık ilişkisi yoktu. 1994 yılında bir gün, Manş Tüneli'nin çıkışında karşılaştılar ve uzun süre sohbet ettiler. O günün akşamında Brian'ın evinde müzik yapmaya karar vermeleri, Placebo için atılan ilk adımdı belki de. Stefan, Brian'ın gitar çalışına ve vokal tarzına hayran kalmıştı. İki genç, müzik grubu kurma planları yapmaya başlamış, tek eksiklerinin iyi bir baterist olduğuna karar vermişlerdi.
Daha önce Stefan ile birlikte çalışan ve perküsyon okumak için Londra'da bulunan İsviçre asıllı Robert Schultzberg'i de aralarına alarak "Ashtray Heart" adlı bir grup kurdular. Brian, grubun kurulmasından önce tiyatro okuyordu. Daha sonra fikrini değiştirerek müzik yapmaya ve tüm çalışmalarını gruba yoğunlaştırmaya karar verdi. Kısa süre içinde topluluk, kimlik değişikliğine gitti ve bugün tüm dünyanın tanıdığı o büyülü isme karar verildi: "Placebo". (Placebo, bir tıp terimi... Bazı hastalar etkisiz bile olsa bazı ilaçların faydası olacağına inanırlar. Bunlar hastanın ikna edilemediği durumlarda onu rahatlatmak için verilen orjinal görünümde sahte ilaçlardır. İşte bu ilaçlara placebo adı veriliyor. Ayrıca placebo, Latince'de "mutlu edeceğiz" anlamına da geliyor).
Önceleri art rock'tan başlayan tarzları, sonradan punk ve new wave'e kaymaya başladı. Brian Molko'nun dikkat çeken dış görünümü de, müziklerinin yanısıra imajlarıyla da dikkat çekeceklerinin göstergesi gibiydi. Fierce Panda Kayıt Şirketi tarafından 1995'te yayınlanan single "Bruise Pristine" ile, müzikseverlere ilk çalışmalarını sunmanın mutluluğunu yaşadılar. "Bruise Pristine", Michael Stipe, Bono, David Bowie, Marilyn Manson gibi önemli isimlerin dikkatini çekti. Bu durum, topluluğun büyük şirketlerle anlaşma yolunu açtı. Deceptive Kayıt Şirketi etiketini taşıyan ve grupla aynı ismi taşıyan 1996 çıkışlı "Placebo" albümü, ilk ticari başarıları oldu. Tabii bunda, ünlü yapımcı Brad Wood'un da payı büyüktü.
Katıldıkları ilk büyük organizasyon, David Bowie'nin 50. doğumgününde sergiledikleri canlı performanstı. Konserin ardından albüm satışları arttı ve turneler birbirini izledi. "Nancy Boy" adlı single çalışması, İngiltere listelerinde 4 numaraya kadar yükselmiş, Brian Molko'nun marjinal görünümü, dergi kapaklarına yansımaya başlamıştı.
Bir süre sonra Brian ve Stefan ikilisi ile Robert arasında bazı anlaşmazlıklar çıktı. Bu durumun gerektirdiği yeni baterist arayışı, Breed isimli toplulukta çalan ve Molko'nun büyük hayranlık duyduğu Steve Hewitt'in teklifi kabul etmesiyle son buldu. Steve ile kaydettikleri "Without You I'm Nothing" albümü, 1998 yılında raflardaki yerini aldı. Albümden çıkan "Pure Morning" ve "You Don't Care About Us" adlı çalışmalar, İngiltere listelerinin zirvesini uzun süre meşgul etti. Brian Molko, şarkı yazma konusundaki yeteneğini geliştirmiş, grubun başarılarının yanında kişisel olarak da büyük ilerleme kaydetmişti.
Placebo, Michael Stipe tarafından yapılan "Velvet Goldmine" filminin birkaç sahnesinde yer aldı. Bu film, öncülüğünü Mark Bolan'ın yaptığı ve David Bowie tarafından uzun süre geçerliliğini korumuş olan glam rock tarzının çıkışı üzerine yapılmıştı. Son yıllarda çıkmış en iyi glam imaja sahip olan Placebo, bu film için gerçekten çok iyi bir seçimdi.
Bu arada David Bowie ile olan bağları kopmadı. 1999'da İngiltere'nin en önemli müzik ödüllerinden biri olan Brit Awards'un töreninde aynı sahnede Trex'in "20th Century Boy"unu yorumladılar.
O yılın yazında "Without You I'm Nothing"in yeni versiyonunu kaydettiler. 2000 yılının ortalarında ise "Black Market Music" adlı albümleri, dünyaca ünlü Virgin Kayıt Şirketi etiketiyle piyasaya çıktı. Bu albümdeki "Taste In Men", hem müziği, hem de sözleriyle şimşekleri üzerine çekti. Fakat bu tepkiler, Avrupa'dan Rusya'ya uzanan bir turnenin başarılı geçmesine engel olamadı. Hatta turnenin bir ayağı da Türkiye'deydi. Topluluk, ülkemizde de büyük ilgi gördü.


Ünlü grup, 2003 yılında yine çok başarılı bir albüm sundu sevenlerine. "Sleeping with Ghosts" adını taşıyan albümün açılış parçası, sert bir enstrumental olan Bulletproof Cupid. Bu şarkıdan sonra dikkatinizi çekecek ilk şarkı, kesinlikle World Trade Center sonrası yazılmış Sleeping with Ghosts. Albümün ve Placebo'nun kariyerinin en sağlam parçalarından biri. The Bitter End, kesinlikle başarılı ve albümü satabilecek bir "stalker" şarkısı. Albümün ikinci yarısı kesinlikle daha ilginç ve eğlenceli. I'll be yours, Second Sight, Protect Me From What I Want ve de Centerfolds bu albümü bir bakıma kurtaran son 4 şarkı.


Son albümleri 2006 tarihli Meds'de yer alan şarkıların listesi ise şöyle:
Infra-Red
Drag
Space Monkey
The Cops Back Home
Post Blue
Because I Want You
Blind
Pierrot The Clown
Broken Promise
One Of A Kind
In The Cold Light Of Morning
Song To Say Goodbye

Song to SayGoodbye klibini aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz


Song to Say Goodbye şarkı sözleri

You are one of God's mistakes

You crying, tragic waste of skin

I'm well aware of how it aches

And you still won't let me in

Now I'm breaking down your door

To try and save your swollen face

Though I don't like you anymore

You lying, trying waste of space

Before our innocence was lost

You were always one of those

Blessed with lucky sevens

And a voice that made me cry

My Oh My

You were mother nature's son

Someone to whom I could relate

Your needle and your damage done

Remains a sordid twist of fate

Now I'm trying to wake you up

To pull you from the liquid sky

‘Cause if I don't we'll both end up

With just your songs to say goodbye

My Oh My

A song to say goodbye

A song to say goodbye

A song to say

Before our innocence was lost

You were always one of those

Blessed with lucky sevens

And a voice that made me cry

It's a song to say goodbye

29 Ağustos 2006

Bira nedir, nasıl üretilir?

BİRANIN TANIMI

Bira; su, tahıl (daha sıklıkla arpa, bazen buğday ya da çavdar) ve şerbetçiotu karışımı bir içecektir.

Bira, düşük alkollü bir içkidir. Alkol oranı "spéciales"lerin büyük bölümünde 5 ve 7 derece, "luxe"lerde 4 ve 5 derece, yemekte tercih edilen "light" biralarda 3.5 dereceden daha azdır. Yüksek teknoloji sayesinde üretilen alkolsüz biralarda ise bu oran 1.2 dereceye kadar düşer.

BİRA NASIL ÜRETİLİR?

Uluslararası bir içecek olan biranın yapımı, ülkeden ülkeye değişiklikler göstermektedir. Belçika'da, tıpkı Fransız peynirlerinde olduğu gibi, bir yılın günleri kadar çok bira çeşidi sayılabilir, İngiltere'nin "a-le"leri, İrlanda'nın "stout"ları, Danimarka'nın "pilsner"leri, Almanya'nın "lager"ları ünlüdür. Ve tabii ki tüm Avrupa'da Çekoslovakya'nın Pilsen şehrinden adını alan, genelde tüm sarı biralara adını veren "pils"ler revaçtadır.
Önce arpa taneleri yüksek sıcaklıkta filizlenme yöntemiyle malt haline dönüştürülür. Ardından kavrularak rengini alır. Kavrulma süresi biradaki renk değişikliğini
sağlar. Daha sonra sıcak saf su ile karıştırılır. Bir litre bira elde etmek için 6-7 litre su gereklidir. Son aşamada ise şerbetçiotu katılır. Şerbetçiotunda 200’den fazla aromatik kokunun bileşimi vardır. Sıra, bira mayasının eklenmesiyle elde edilen, şekerleri alkole ve karbonik gaza dönüştüren fermantasyon işlemindedir. Bu işlem, yüksek sıcaklıkta yapılır (15-20 derece). Yoğun (kesif) biralar için 3-5 gün boyunca (özellikle esmer biralarda), sarı biralarda ise 6-8 derece arasında, 7-10 gün boyunca fermantasyon işleminin devam etmesi gereklidir.

En çok hangi ülkelere turist gidiyor?

2005 yılı verilerine göre en çok turist çeken ülke 76 milyon turist ile Fransa, Türkiye ise 20,3 milyon ziyaretçi sayısıyla dünya dokuzuncusu.


1.Fransa 76 milyon
2.İspanya 55,6 milyon
3.Amerika 49,4 milyon
4.Çin 46,8 milyon
5.İtalya 36,5 milyon
6.İngiltere 30 milyon
7.Meksika 21,9 milyon
8.Almanya 21,5 milyon
9.Türkiye 20,3 milyon
10.Avusturya 20 milyon








"Google Osman"

Avrupa Birliği üye ülkeler

Avrupa Birliğine üye ülkeler
Almanya
Avusturya
Belçika
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
Estonya
Finlandiya
Fransa
Güney Kıbrıs
Hollanda
İngiltere
İrlanda
İspanya
İsveç
İtalya
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Macaristan
Malta
Polonya
Portekiz
Slovakya
Slovenya
Yunanistan



AVRUPA BİRLİĞİ TARİHİ

Avrupa yüzyıllarca, sık sık yaşanan kanlı savaşlara sahne oldu. 1870-1945 yılları arasında Fransa ve Almanya üç kez savaştılar. Birçok insan yaşamını yitirdi. Bazı Avrupa ülkelerinin liderleri, barışın sürdürülebilmesinin tek yolunun, ülkelerinin ekonomik ve siyasi yönlerden birleşmesi olduğuna inandı.
Böylece 1950 yılında, Fransız Dışişleri bakanı Robert Schuman tarafından Batı Avrupa ülkelerinin kömür ve demir sanayilerinin bütünleşmesi planlandı. Sonuç olarak 1951 yılında Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) Belçika, Batı Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda'dan oluşan 6 üye ile kuruldu. Bu ülkelerdeki kömür ve çelik sanayii ile ilgili alınan kararlar, bağımsız ve devletlerüstü bir kuruma (Yüksek Otorite) devredildi. Söz konusu kurumun ilk başkanı Jean Monnet idi.
Birkaç yıl içinde AKÇT öyle başarılı oldu ki söz konusu altı ülke işbirliklerini daha da ileriye götürmeye ve ekonomilerindeki diğer sektörleri de bütünleştirmeye karar verdi. 1957 yılında Roma Antlaşmalarını imzaladılar. Böylece Avrupa Atom Enerji Topluluğu (AAET) ve Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) oluşturuldu. Üye devletler kurdukları “ortak pazar’’ ile aralarındaki ticari engelleri kaldırdılar.
1967 yılında, AKÇT, AAET ve AET’nin kurumları birleştirildi. Bundan sonra, Avrupa Parlamentosu'nun yanı sıra, tek bir komisyon ve tek bir bakanlar konseyi vardı.
Başlangıçta, Avrupa Parlamentosu'ndaki üyeler ulusal parlamentolardan seçiliyordu. 1979 yılında, doğrudan ilk seçimler gerçekleştirildi. Bu çerçevede, üye ülkelerin vatandaşlarına kendi isteklerine yönelik bir seçim yapma imkanı tanındı. Bu tarihten itibaren, doğrudan seçimler 5 yılda bir gerçekleştirilmeye başlandı.
Maastricht Antlaşması (1992) üye ülke hükümetleri arasında yeni işbirliği imkanlarının başlangıcı oldu. Buna örnek olarak, savunma ve adalet ve içişleri konuları verilebilir. Varolan Topluluk sistemine hükümetlerarası işbirliği mekanizması da eklenmesi yoluyla, Maastricht Antlaşması Avrupa Birliği'ni (AB) ortaya çıkardı.
Ekonomik ve siyasi bütünleşme, Avrupa Birliği üyelerinin birçok alanda ortak kararlar alması gerektiği anlamına geliyor. Bu çerçevede, tarımdan kültüre, tüketici politikasından rekabete, çevreden enerjiye, ulaşımdan ticarete kadar birçok alanda, ortak politikalar gerçekleştiriyorlar.
İlk başlarda, kömür-çelik alanında ortak ticaret politikası ve ortak bir tarım politikası izlenmesine önem veriliyordu. Diğer amaçlar ve politikalar zamanla ve ihtiyaç duyuldukça ortaya çıktı. Bazı temel politikaların amaçları değişen zaman ve koşullarla beraber değişime uğradı. Örneğin, tarımda izlenen politika daha ucuza daha çok ürün yetiştirmekti. Zamanla, daha sağlıklı, daha kaliteli ve çevreye zarar vermeyen ürünler yetiştirmeye yönelik çiftçilik yöntemlerine destek verilmeye başlandı. Çevreyi korumaya duyulan ihtiyaç artık tüm AB politikalarında göz önünde bulunduruluyor.
AB’nin diğer ülkelerle ilişkileri daha fazla önem taşımaya başladı. AB, diğer ülkelerle temel ticaret ve yardım anlaşmaları üzerine pazarlık yapıyor, aynı zamanda ortak dışişleri ve güvenlik politikası geliştiriyor.
Üye devletlerin kendi aralarındaki tüm ticari engelleri kaldırıp, ortak pazarlarını, malların, hizmetlerin, kişilerin ve sermayenin serbestçe dolaşabileceği tek bir pazar haline getirmeleri zaman aldı. 1992 yılının sonunda Ortak Pazar’ın resmi olarak tamamlanmasına rağmen, bazı alanlarda halen yapılması gerekenler bulunuyor. Buna örnek olarak, mali hizmetler alanında tek pazar yaratılması verilebilir.
1990’lı yıllarda AB'nin birçok iç sınırı içinde pasaport ve gümrük kontrollerinin kaldırılmasıyla, Avrupa’da bir yerden bir yere gidilmesi çok daha kolay hale geldi. Bunun sonucunda, AB vatandaşları için daha fazla hareketlilik sağlandı. Örneğin, 1987 yılından itibaren bir milyondan fazla genç Avrupalı AB desteğiyle yurtdışında eğitim aldı.
Avrupa Birliği 1992 yılında, Avrupa Merkez Bankası tarafından yürütülecek tek Avrupa para birimine geçişi de içine alan, Ekonomik ve Parasal Birlik’i geliştirmek için karar aldı. 1 Ocak 2002 tarihinde Avrupa Birliği'nin 15 üyesinden 12'si ulusal para birimleri yerine ortak para birimi Euro’yu kullanmaya başladı. Bu ülkeler, Belçika, Almanya, Yunanistan, İspanya, Fransa, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve Finlandiya'dır.
AB, birbirini izleyen katılımlarla günden güne büyüdü. Danimarka, İrlanda, ve İngiltere 1973 yılında, Yunanistan 1981 yılında, İspanya ve Portekiz 1986 yılında ve Avusturya, Finlandiya ve İsveç 1995 yılında AB’ye üye oldular. 2004 yılında on yeni ülke Avrupa Birliği'ne üye oldu. (Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya) Bir kaç yıla kadar Bulgaristan ve Romanya’nın da üye olması bekleniyor. Türkiye ise aday ülke konumunda bulunuyor. AB’nin 25 ya da daha fazla üye ile etkin olarak işleyebilmesi için, karar verme mekanizmasının daha uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bu yüzden Nice Antlaşması, AB kurumlarının boyutlarına ve çalışma sistemlerine yönelik yeni kurallar ortaya koydu. Bu Antlaşma, 1 Şubat 2003'te yürürlüğe girdi.


"Google Osman"

28 Ağustos 2006

Cristiano Ronaldo'dan futbol şov

Futbol cambazı Cristiano Ronaldo'nun müthiş videosunu izleyebilirsiniz.




"Google Osman"

Barışarock'tan görüntüler


26-27 Ağustos 2006 tarihlerinde Sarıyer Park'ta gerçekleşen karşı festival Barışarock'ta müthiş bir kalabalık vardı. İsrail-Amerika işbirliği ile kana bulanan Orta Doğu için sloganlar atıldı, şarkılar söylendi. İsrail ve Amerika'nın bozduğu huzuru ve güvenliği sağlama görevinin Türk askerine verilmek istenmesine de şiddetle karşı çıkıldı. "Çıkarsa Tezkere, Meclis gitsin askere!" "İncirlik kapansın, çocuk parkı yapılsın" şeklinde düşündürücü sloganların atıldığı Barışarock, Türkiye'nin hiçbir ülkenin askeri olmaması yolunda ortak bilincin sahip olduğu bir mekandı. Kapitalist Rock n Coke'a karşı Barışarock!




"Google Osman"

17 Ağustos 2006

Nazım Hikmet Ran'ın hayatı ve şiirleri

Nazım Hikmet Ran (1902-1963)

Selanik'de doğmuştur (1902). İlköğrenimini İstanbul'da Göztepe Taşmektep, Galatasaray Sultanisi ve Nişantaşı Numune Mektebi'nde tamamlamış, orta öğrenimi ise, daha 12 yaşında iken yazdığı "Bir Bahriyelinin Ağzından" adlı bir şiirini dinleyip çok beğenen Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın öğüdü üzerine Heybeliada Bahriye Mektebi'nde yapmıştır (1918). Nazım Hikmet Bahriye'yi bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü'ne stajyer güverte subayı olarak verilmiş, bir gece nöbetinde üşütüp zatülcemp olmuş (1919), sağlığını kazanamayınca askerlikten çürüğe çıkarılmıştır (1920).

Askerlikten ayrıldıktan sonra, İstanbul'un işgaline çok üzülen Nâzım Hikmet Millî Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçmiş, Bolu Lisesi'nde kısa bir süre öğretmenlik yapmıştır (1921). Rus devrimiyle ilgilenen şair, bir süre sonra Batum'dan Moskova'ya gitmiş ve Doğu Üniversitesi'nde ekonomi ve toplumbilim okumuştur (1922-1924). Yurda dönüşünden sonra Aydınlık dergisine katılmış, burada çıkan şiirlerinden ötürü hakkında "gıyaben" mahkumiyet kararı verildiğine öğrenince yeniden Rusya'ya geçmiş, af çıkması üzerine Türkiye'ye dönmüş ve bir süre Hopa cezaevinde tutuklu kalmıştır (1928).

Nâzım Hikmet daha sonra İstanbul'a yerleşmiş, çeşitli gazete ve dergilerle film stüdyolarında çalışmış, ilk şiir kitaplarını çıkarmış ve oyunlarını yazmıştır (1928-1932). Bir ara yine tutuklanmış, Cumhuriyet'in 10. yılı dolayısıyla çıkarılan af yasası ile özgürlüğüne kavuşmuştur. Akşam Son Posta, Tan gazetelerinde Orhan Selim takma adıyla fıkra yazarlığı ve başyazarlık yapmıştır (1933).

Kara Harp Okulu öğrencileri arasında propaganda yaptığı iddiasıyla yargılanmış, Harp Okulu Askeri Mahkemesi'nce 15 yıl, ardından Donanma içinde faaliyette bulunduğu iddiasıyla da Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce 20 yıl olmak üzere toplam 35 yıl hapis cezasına çarptırılmış, cezası Türk Ceza Kanunu'nun 68 ve 77 maddeleri uyarınca 28 yıl dört aya indirilmiştir (1938). Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra çıkarılan af yasası (1950) kapsamına alınması için aydınlar tarafından açılan büyük bir kampanyanın ardından, hukukçular yasal yollara başvurmuş, bu arada Nâzım Hikmet'de hapishanede açlık grevine başlamıştır. Sonunda Nâzım Hikmet'in geri kalan cezası affedilmiş ve şair 13 yıl hapislikten sonra özgürlüğüne kavuşmuştur.

Serbest bırakıldıktan sonra iş bulamayan, kitap çıkaramayan şair için bu kez askerlik kararı alınmış, 50 yaşında ve hasta olan Nâzım Hikmet çok zor durumda kalmıştır. Öldürülmekten korkan şair, kendisine hayran olan Refik Erduran (sonranın ünlü oyun yazarı ve gazetecisi)'ın önerisini kabul etmiş, onun yardımıyla bir motorla Karadeniz'de seyreden Romanya bandıralı bir gemiye binerek Türkiye'den ayrılmıştır.

Nâzım Hikmet, Moskova'da ölmüştür. (3 Haziran 1963).


YAZIN YAŞAMI

Nâzım Hikmet, hece vezniyle yazdığı ilk şiirlerini Yeni Mecmua, İnci, Ümit ve Celal Sahir (Erozan)'ın çıkardığı Birinci Kitap, İkinci Kitap vb. dergilerinde yayımlamıştır. "Bir Dakika" adlı şiiriyle Alemdar gazetesinin açtığı yarışmada birincilik kazanmıştır (1920). Daha sonra Aydınlık, Resimli Ay, Hareket, Resimli Herşey, Her Ay gibi dergilerde yazan Nâzım Hikmet cezaevine girdikten sonra yıllarca yayın yapamamıştır. Ancak, 1940'lı yıllarda, Yeni Edebiyat, Ses, Gün, Yürüyüş, Yığın, Baştan, Barış gibi toplumcu dergilerde İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma adlarıyla ya da
imzasız olarak bazı şiirleri çıkmıştır. Kuvâyı Milliye Destanı İzmir'de Havadis gazetesinde tefrika edilmiştir (1949). Destanı Yön dergisi yayınlayarak (1965) Nâzım Hikmet'i yeniden okurlara ulaştırmış, şairin yapıtına konan çemberi kırmıştır.

YAPITLARI

ŞİİR:
835 Satır (1929), Jokond ile Si-Ya-U (1929), Varan 3 (1930), 1+1=1 (1930-Nail V. ile), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranta Babu'ya Mektuplar (1935), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1965), Saat 21-22 Şiirleri (1965-Bas. Haz. M.Fuat), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967-Bas. Haz. M.Fuat, 5 Cilt), Rubailer (1966-Bas. Haz. M. Fuat), Dört Hapishaneden (1966-Bas. Haz. M.Fuat), Yeni Şiirler (1966-Bas. Haz. Dost Yayınevi), Son Şiirleri (Bas. Haz. Habora Kitabevi), Tüm Eserleri (1980-Bas. Haz. A. Bezirci, 8 Cilt).

1. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - Açlık Ordusu Yürüyor
2. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - Asya - Afrika Yazarlarına
3. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - BAHRİ HAZER
4. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - BAYRAMOĞLU
5. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
6. Nazım Hikmet Ran'ın şiirleri - Benerci Kendini Niçin Öldürdü?

OYUN:
Kafatası (1943), Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932), Unutulan Adam (1935), İnek (1965), Ferhat ile Şirin (1965), Enayi (1965), Sabahat (1966), Yusuf ile Menofis (1967), İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu (1985).

ROMAN:
Kan Konuşmaz (1965), Yeşil Elmalar (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1966).

YAZILAR:
İt Ürür Kervan Yürür (1936-Orhan Selim takma adıyla), Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936), Milli Gurur (1936), Sovyet Demokrasisi (1936).

MEKTUPLAR:
Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar (1968), Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1968), Bursa Cezaevinden Vâ-Nû'lara Mektuplar (1970), Nâzım'ın Bilinmeyen Mektupları (1986-Adalet Cimcoz'la Mektuplar, Haz. Ş. Kurdakul), Piraye'ye Mektuplar (1988).

MASAL:
La Fontaine'den Masallar (1949-Ahmet Oğuz Saruhan adıyla), Sevdalı Bulut (1967).

Kaynak: http://www.mkutup.gov.tr/n-siir6.html

"Google Osman"

10 Ağustos 2006

Nobel Edebiyat Ödülünü Kazananların Listesi

2006 Orhan Pamuk
2005 Harold Pinter
2004 Elfriede Jelinek
2003 J.M. Coetzee
2002 Imre Kertész
2001 V.S. Naipaul
2000 Gao Xingjian
1999 Günter Grass
1998 José Saramago
1997 Dario Fo
1996 Wislawa Szymborska
1995 Seamus Heaney
1994 Kenzaburo Oe
1993 Toni Morrison
1992 Derek Walcott
1991 Nadine Gordimer
1990 Octavio Paz
1989 Camilo José Cela
1988 Naguib Mahfouz
1987 Joseph Brodsky
1986 Wole Soyinka
1985 Claude Simon
1984 Jaroslav Seifert
1983 William Golding
1982 Gabriel García Márquez
1981 Elias Canetti
1980 Czesław Miłosz
1979 Odysseus Elytis
1978 Isaac Bashevis Singer
1977 Vicente Aleixandre
1976 Saul Bellow
1975 Eugenio Montale
1974 Eyvind Johnson, Harry Martinson
1973 Patrick White
1972 Heinrich Böll
1971 Pablo Neruda
1970 Alexander Solzhenitsyn
1969 Samuel Beckett
1968 Yasunari Kawabata
1967 Miguel Ángel Asturias
1966 Samuel Agnon, Nelly Sachs
1965 Mikhail Sholokhov
1964 Jean-Paul Sartre
1963 Giorgos Seferis
1962 John Steinbeck
1961 Ivo Andric
1960 Saint-John Perse
1959 Salvatore Quasimodo
1958 Boris Pasternak
1957 Albert Camus
1956 Juan Ramón Jiménez
1955 Halldór Laxness
1954 Ernest Hemingway
1953 Winston Churchill
1952 François Mauriac
1951 Pär Lagerkvist
1950 Bertrand Russell
1949 William Faulkner
1948 T.S. Eliot
1947 André Gide
1946 Hermann Hesse
1945 Gabriela Mistral
1944 Johannes V. Jensen
1943 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1942 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1941 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1940 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1939 Frans Eemil Sillanpää
1938 Pearl Buck
1937 Roger Martin du Gard
1936 Eugene O'Neill
1935 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1934 Luigi Pirandello
1933 Ivan Bunin
1932 John Galsworthy
1931 Erik Axel Karlfeldt
1930 Sinclair Lewis
1929 Thomas Mann
1928 Sigrid Undset
1927 Henri Bergson
1926 Grazia Deledda
1925 George Bernard Shaw
1924 Wladyslaw Reymont
1923 William Butler Yeats
1922 Jacinto Benavente
1921 Anatole France
1920 Knut Hamsun
1919 Carl Spitteler
1918 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1917 Karl Gjellerup, Henrik Pontoppidan
1916 Verner von Heidenstam
1915 Romain Rolland
1914 Ödül bu sene kimseye verilmemiştir.
1913 Rabindranath Tagore
1912 Gerhart Hauptmann
1911 Maurice Maeterlinck
1910 Paul Heyse
1909 Selma Lagerlöf
1908 Rudolf Eucken
1907 Rudyard Kipling
1906 Giosuè Carducci
1905 Henryk Sienkiewicz
1904 Frédéric Mistral, José Echegaray
1903 Bjørnstjerne Bjørnson
1902 Theodor Mommsen
1901 Sully Prudhomme


"Google Osman"